Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Hak-İş tarafından düzenlenen iftar programında, çalışma hayatının gündemine dair açıklamalarda bulundu ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Türkiye’de önemli oranda gelir dağılımı adaletsizliği yaşandığını savunan Arslan, şunları söyledi:
“Gelişmiş ülkelerde toplumun en alt yüzde 10 gelire sahip kümesi ile en üst geliri olan yüzde 10’u ortasındaki gelir farkı 8 ila 10 kat durumundayken, ülkemizde bu kümeler ortasındaki fark 50 kattan fazla. Gelir dağılımındaki sorun enflasyonun yüksek olduğu periyotlarda daha da barizleşti. OECD’ye üye 38 ülke ortasında gelir dağılımı adaletsizliğinin en makus olduğu dördüncü ülke durumundayız.”
“Asgari fiyat müstakil olarak tartışılmalı”
Asgari Fiyat Tespit Kurulu’nun yapısının demokratik olmadığını, Kurulun yapısının daha iştirakçi ve istikrarlı bir formda yine belirlenmesi gerektiğini savunan Arslan, minimum fiyat sayısının ekseriyetle hükümet ile patronun uzlaşısıyla ortaya çıktığını söyledi.
Almanya’da minimum fiyatın belirlenmesi süreciyle ilgi örnekler veren Arslan, “Türkiye’de taban fiyatla çalışanların tamamı özel dalda fakat minimum fiyatı belirleyen komitede en belirleyici kamu. Münasebetiyle kamunun minimum fiyat tespitinden uzaklaşması gerekiyor. Cezaları, engelli maaşını ve başka birçok kalemi minimum fiyata bağlayıp, bu sorunu çözemeyiz. Minimum fiyat müstakil olarak tartışılmalı. Bunu da bizim çoğulcu bir yapıyla gerçekleştirmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın Türk-İş’in Taban Fiyat Tespit Komitesi’nde bir daha yer almayacağı istikametindeki kelamlarını anımsatan Arslan, şu sözleri kullandı:
“Asgari Fiyat Tespit Kurulu’nun bugünkü yapısı devam ettiği surece biz asla orada yer almayacağız. Zira o vakit tezlerimizle çelişiriz. Taban Fiyat Tespit Komitesi’nde kimin olduğundan fazla, komitenin yapısına itirazımız var. Orada, onların yerine bizim olmamız çok bir şey değiştirmez. Minimum Fiyat Tespit Kurulu’nun yapısının tümden değişmesi gerekiyor. Buradan hükümete da davet yapıyorum; hükümetin patron ile minimum fiyatı belirlemesi Türkiye’nin sanayi alakalar sistemine yakışmaz.”
“Asgari ücretlilerin sayısı her yıl artıyor”
Türkiye’de “asgari fiyatın yaygın fiyata dönüştüğüne” dikkati çeken Arslan, şöyle konuştu:
“Dünyanın gelişmiş ülkeleri ile AB’de çalışanların yaklaşık yüzde 10’u minimum fiyatlı. Bu çalışanların büyük kısmı de toplumsal dayanak programlarından faydalanıyor. Taban fiyat, bu ülkelerde taban fiyat. Bizim ülkemizde taban ücretlilerin sayısı her yıl artıyor. Bütün optimist sayılara baktık, kamunun sayılarına baktık Türkiye’de çalışanların yüzde 40 ila yüzde 50’si taban fiyat ile çalışıyor. Başta Maliye Bakanımız olmak üzere pek çok yetkili bu sayılara inanmıyor. Taban fiyat genel fiyata dönüşmüşse, insanların ömür fiyatı olmuşsa bunu tartışmalıyız.”
“Herkes terörsüz Türkiye amacına dayanak vermeli”
Arslan, kamudaki yaklaşık 600 bin emekçinin fiyatlarına 2025-2026 yıllarındaki artışın belirleneceği Kamu Toplu İş Mukaveleleri Çerçeve Protokolü ile ilgili sürecin devam ettiğini belirterek, Türk-İş ve Hak-İş’in ortak belirlediği talep taslağını Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanlığına sunduğunu anımsattı.
Taleplerinin makul seviyede olduğunu söz eden Arslan, görüşmeleri mutabakatla sonuçlandırmak istediklerini söyledi.
