QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan, gevşeme sürecinde kademeli seyre vurgu yaptı.
Tan, “Bankacılık Söyleşileri” kapsamında AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz indirimi ve mali gevşeme sürecine girdiğini söyledi.
Avrupa Merkez Bankasının ABD Merkez Bankasına (Fed) nazaran daha süratli aksiyon aldığını belirten Tan, Fed’in bu yıl üç sefer faiz indirimi yaptığını, piyasalarda 2025’te de faiz indirimlerine devam etmesinin beklendiğini aktardı.
Türkiye’de son 1,5 yılda yeni iktisat idaresi ile birlikte hem para siyasetinde hem de maliye siyasetinde sıkılaştırıcı ve piyasa dostu adımların atıldığı bir devir geçirildiğini anlatan Tan, TL ve rezervlerdeki gelişmeler başta olmak üzere temel göstergelerdeki iyileşmelere dikkati çekti.
Ömür Tan, dezenflasyon sürecinin beklentilerden daha yavaş ilerlese de kıymetli bir ivme kazandığını belirterek, “İç talepteki yavaşlama kısa vadede büyümeyi sınırlasa da uzun vadede daha sürdürülebilir bir büyüme modeline geçiş için değerli bir fırsat sağlıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“Faiz artırımında olduğu üzere indirimin kademeli devam etmesi önemli”
Merkez Bankasının enflasyondaki görünümü ve piyasa şartlarını dikkate alarak para siyasetini şekillendirdiğini vurgulayan Tan, “Mevcut şartlarda sonlu bir faiz indiriminin aralık ayında başlaması mümkün görünüyordu ki, 250 baz puan ile birinci faiz indirimi gerçekleşti. Bu sürecin faiz artırımında olduğu üzere kademeli olarak devam etmesi kıymetli. Enflasyondaki güzelleşmenin hızlanmasıyla birlikte makro ihtiyati önlemlerde de 2025 yılında daha fazla gevşeme bekleyebiliriz.” diye konuştu.
Tan, 2024’ün artan maliyetler ve daralan faiz marjlarıyla bankacılık bölümü için zorlayıcı bir yıl olduğunu, fonlama maliyetindeki artışın etkin kalitesi açısından hudutlu bir bozulmaya neden olduğunu belirtti.
Bilanço büyümesinin regülasyonlar kaynaklı bankalar ortasında emsal biçimde gerçekleşse de gelir tablosu kalemlerinde bariz farklılaşmalar görüldüğüne işaret eden Tan, şöyle devam etti:
“Bazı bankaların net faiz marjının ve net faiz gelirlerinin negatife döndüğü, tüm dalda maliyet artışının bankacılık geliri artışının çok daha üzerinde gerçekleştiği bir yılı geride bırakıyoruz. Stratejik olarak atılan adımların da tesirlerinin çok daha süratli hissedildiği bu devirde hakikat aksiyonlar alan bankaların finansal sonuçları evvelki yıllara nazaran çok daha fazla olumlu ayrıştı.”
“2025 yılında faiz indirimleriyle birlikte faiz marjının uygunlaşması kesim açısından gelir tarafında destekleyici olacak.” diyen Tan, faiz indirimleriyle birlikte ödeme sistemleri komitelerindeki artışın sonlu kalacağını belirtti.
Tan, gelir tarafında düzgünleşme olmakla birlikte enflasyonun azalışa geçmesinin masraf kalemlerindeki artışı da yavaşlatacağını söyledi.
Büyüme tarafında ise belirleyici faktörün enflasyon olacağına vurgu yapan Tan, “Gelecek sene için enflasyon beklentimiz ise halihazırdaki piyasa şartları altında yüzde 26, daldaki kredi büyümesi de enflasyona paralel olarak yüzde 25-30 ortasında gerçekleşebilir. Öz kaynak karlılık oranları da biraz daha güzelleşecektir ve enflasyon ile ortasındaki fark daha da dengelenecektir.” sözlerini kullandı.
